İrfan Sönmez

Tarih: 19.12.2025 00:09

BİR ÜLKE NASIL BÖLÜNÜR,NASIL BÖLÜNMEZ?

Facebook Twitter Linked-in

Bölücülük böyle önlenmez. Terör, bölücülerin toplumun iradesini, direncini kırmak için kullandığı bir silahtır.

Esas hedef ülkeyi bölmektir. 

Buna karşı olanların da hesaplarını bu  hedef üzerine yapmaları gerekir.

Bir ülke nasıl bölünür, sorusunun cevabı DEMP'in komisyona sunduğu  99 sayfalık raporun içeriğinde mevcuttur.

Sadece DEMP değil, diğer bazı partilerin raporları da aynı çözüm önerilerini içeriyor. Bir ülkede onlarca parti olacak, onca liderlik iddiası taşıyan insan bulunacak ama kimse PKK'nın taleplerinden farklı bir şey söyleyemeyecek. Kaht-ı rical dediğimiz şey budur. Mesela anadilde eğitimi sadece DEMP ve PKK istemiyor, diğer bazı partiler de istiyor. Vatandaşlıktan Türk ifadesinin çıkarılması da öyle.

PKK'nn isteklerine ram olduklarında sorunu çözeceklerini sanıyorlar. Aslında daha da büyütüyorlar. Bölünmeyi, parçalanmayı kolaylaştırıyorlar.

Bölünen ülkelere baktığımızda çoğunda şu  ortak noktaları görürüz: Neredeyse tamamının çıkış noktası dil farklılığıdır. Şimdi Cumhur ittifakının bileşenlerinden bazıları da bunu savunuyor. Bir topluluk içinde bulunan dil kümeleri birbiriyle konuşamaz hale geldiğinde o ülke bölünmüştür. Çünkü millet olmak, birlik olmak için önce aynı iletişim diline sahip olmak gerekir. Birbirimizi anlayamıyorsak nasıl tek millet olacağız?

İkincisi, belki en önemlisi  hedef bölgenin nüfus yapısıdır. Balkan savaşları ile ilgili analizlere bakın, birçok tarihçi  o bölgelerin savunulamadığını, bazı şehirlerin tek kurşun atmadan teslim olduğunu yazar. Doğru ama eksiktir. Balkanlarda hiç bir zaman nüfus çoğunluğu Türklerin eline geçmemiştir. Bir yerde azınlık olmak, orayı sahiplenme ve vatanlaştırma hissini zayıflatır. Azınlık olanda kalıcılık değil, geçicilik duygusu hakimdir. Osmanlı yeterli bir iskan ve nüfus politikası uygulasaydı muhtemelen Balkanların kaderi farklı olacakı. Bu örnek,bir bölgede nüfus çoğunluğunu kaybetmenin ne ve nelere sebep olacağını gösteren  tarihin önümüze koyduğu bir derstir. 

Bir başka önemli nokta,  sorunlu bölgenin sınıra yakın olması ve sınırın ötesinde etnik akrabalarının bulunmasıdır. Bu tip bölgelerde örgütler hem sınır ötesinde kolay üstlenme imkanı bulmakta, hem de sınır ötesindeki gelişmelerden etkilenmektedir.Rus-Ukrayna savaşı üzerine sık sık farklı yorumlar yapılıyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının sebebi, Ukrayna'nın NATO'ya girmek istemesi, Rusya'nın sınırında -düşman- bir güç istememesidir. Bugün Türkiye de güney sınırında bir terör devleti ile karşı karşıyadır ve bu yapılanma ülke içi unsurları da etkilemektedir.Rusya'nın Ukrayna karşısında gösterdiği savaş gerekçesi ,bugün Türkiye'nin kendi sınırlarındaki  örgüt devletine karşı da geçerlidir.

Bunlara ilave olarak merkezi yönetimin zayıflaması da bölücüleri kışkırtan, bölünmeyi tetikleyen  unsurlardan biridir.Esat güçlüyken PKK yer altında ve sinik vaziyetteydi, Esat zayıflatılınca PKK korkularından sıyrılarak sahneye çıktı.  Güç zaafı ve  siyasi istikrarsızlık örgütlerin moral motivasyonlarını güçlendirir. Sovyetlerin dağılması da böyle bir sürecin sonucudur; merkezi yönetimin zayıflaması, farklı ulus ve toplulukları bir arada tutma kudret ve kapasitesini kaybetmesine yol açmış, Sovyetler parçalanmıştır. Bu zayıflık askeri olabileceği gibi yönetenlerin gafletleri, zaafları, özgür hareket etme kabiliyetlerini kaybetmeleri veya çıkarlarını dış güçlerle birleştirmeleri, yani ihanet olabilir.

'Bir ülke nasıl bölünmez' sorusunun cevabı da, işte bütün bunlara karşı tedbir almak yani, dil birliği, yeni bir nüfus ve iskan politikası, sınır ötesi temizlik ve halkla bütünleşmiş adil, demokratik,güçlü devlet yönetiminin varlığı ile mümkündür.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —