Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan ve 15 Aralık 2025 tarihini taşıyan yazıyla, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (8) sayılı tarifede önemli değişiklikler yapıldığı kamuoyuna duyuruldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen düzenleme, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek.
Yeni düzenlemeyle birlikte birçok ruhsat, yetki belgesi ve faaliyet izni yıllık harç kapsamına alındı. Kuyumculuk, ikinci el araç ticareti, taşınmaz ticareti, özel sağlık kuruluşları, ağız ve diş sağlığı merkezleri, veterinerlik hizmetleri ve havacılık sektörü bu değişiklikten etkilenen başlıca alanlar arasında yer alıyor.
Tarifeye göre; kuyum işletmeleri için düzenlenen yetki belgeleri yıllık 30 bin TL’ye, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapan işletmeler için 20 bin TL’ye çıkarıldı. Taşınmaz ticaretiyle uğraşan işletmeler de yıllık harç uygulaması kapsamına alındı.
Özel sağlık kuruluşları açısından bakıldığında; muayenehane uygunluk belgesi 20 bin TL, özel poliklinik ruhsatnamesi 30 bin TL, özel tıp merkezi ruhsatnamesi ise 50 bin TL olarak belirlendi. Ağız ve diş sağlığı hizmeti sunan özel kuruluşlar için de benzer şekilde yıllık harç uygulaması getirildi.
Veteriner hekim muayenehaneleri, poliklinikler ve hayvan hastaneleri için yıllık ruhsat harçları 10 bin TL’den başlayarak 40 bin TL’ye kadar yükselirken, havacılık sektöründe ticari hava taşımacılığı yapan işletmeler için ruhsat harçlarının milyon TL seviyelerine çıktığı görüldü.
Düzenlemede dikkat çeken bir diğer unsur ise büyükşehir belediyesi bulunan illerde, nüfusu 30 binin üzerinde olan ilçelerde harçların bir kat artırımlı uygulanacak olması oldu.
Rakamların Ötesinde Bir Etki
Kanun metinleri ve tablolar çoğu zaman teknik bir dil kullanır. Ancak bu düzenlemeler, sadece mevzuat değişikliği olmanın ötesinde, sahada karşılığı olan adımlar niteliği taşıyor. Çünkü her ruhsat, her belge; bir işletmeyi, bir mesleği ve o mesleğin arkasındaki emeği temsil ediyor.
Devlet açısından bakıldığında, düzenlemenin temel hedefi kayıtlılığı güçlendirmek ve gelir kalemlerini sürdürülebilir hale getirmek. Bu yönüyle bakıldığında yapılan değişikliklerin anlaşılır bir çerçevesi olduğu söylenebilir. Öte yandan, uygulamanın etkisi işletmenin ölçeğine ve bulunduğu yere göre farklı hissedilecek gibi görünüyor.
Büyük ölçekli işletmeler için bu tutarlar planlanabilir giderler arasında yer alırken, daha küçük işletmeler açısından aynı tabloyu çizmek her zaman kolay olmuyor. Özellikle büyükşehirlerde artırım uygulanacak olması, bazı sektörlerde yeni bir mali denge arayışını beraberinde getirebilir.
Önümüzdeki dönemde bu düzenlemenin sahadaki yansımaları daha net görülecek. Asıl belirleyici olan, uygulamanın işletmelerin sürdürülebilirliğini zorlamadan, dengeli bir şekilde hayata geçirilebilmesi olacak.
Çünkü ekonomi; yalnızca bütçe rakamlarıyla değil, işini sürdürmeye çalışan insanların ayakta kalabilmesiyle güçlenir.